Felsefe sözcüğünün Yunanca aslı φιλοσοφία(philosophía)’ dır ve iki ayrı sözcükten oluşur. “philo” sevgi anlamına gelir; “sophía” ise “bilgelik” anlamındadır. “Philosophia” bilgelik sevgisi demektir. “Philosophos (filozof) da, “bilgeliği seven”, “bilgiyi arayan ve ona ulaşmak isteyen” dir. “Filozof” adını ilk defa Pisagor(mö.570-495) kullanmıştır. Kendine “bilge” yerine bilgelik sevdalısı demiştir. Diğer insanlarca verilen bilge,zeki,üstat gibi unvanlardansa; ancak bilgelik sevdalısı olabileceğini söylemiştir. Filozof, bilge olmama tevazusunu gösteren kişidir.
ZAMAN İÇERİSİNDE FELSEFE
Bugünkü felsefe algısı tarihin başlangıcından beri izleri takip edilebilen bir etkinliğe aittir. Adı felsefe olmasa da merak eden, sorgulayan çalışmalar, bugün felsefe adıyla anılmaktadır. Felsefe terimlerini oluşturan ve onu sistematik hale getiren Yunanlı filozoflardan önce de felsefi etkinlikler yürütülmüştür. Asya’daki bilgelerce hayat sorgulanmış, ancak bir ihtisas alanı olmamış, ferdi mücadelelerde kalmıştır. Yunanlılar ve onun mirasçısı Avrupa, felsefe çabasını biriken bir çalışmaya dönüştürmüştür.
Felsefe nedir? Kelime anlamı her ne kadar bilgelik sevgisi anlamına gelse ve Yunan kaynaklı görünse de felsefe, anlam genişlemesine uğramıştır. Kimi zaman dinle kimi zaman kişisel motivasyonla bir tutulmuştur. Filozoflarca övülmüş, yerilmiş yok olduğu iddia edilmiştir. Çoğu zaman farklı imgelere atfedilmiş ya da karıştırılmıştır. Dilin engelli yapısı ve göreliliği yüzünden felsefe sözcüğünden birçok şey anlamaktayız. Güncel sözlükte: 1. Varlık, evren, insan ve bilgiyle ilgili düşüncelerin bütünü. 2. Bir bilimin ya da bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü 3. Evreni, dünyayı, yaşamı yorumlama biçimi, dünya görüşü, ideoloji. gibi en çok bilinen anlamları yer alır.
FELSEFE NEDİR ?
Platon: “Felsefe merakla başlar” der. Ona göre felsefe: insanı doğadan ayıran ve kendi doğasını oluşturmasına fırsat veren “doyumsuz merak” anlayışıdır. Felsefe merakla başlamıştır, merakın farklı şekilleri olarak yaşamını sürdürmüştür. Felsefe şahsi olandansa evrensel olanı, olayların görünmeyen taraflarını, işin aslını; günlük olandansa genele ilişkin olanı merak eder. Merakı merak etmektir, ya da düşünmeyi düşünmektir denilebilir.
İnsanlık tarihi merak ve arayışla şekillenmiştir. İnsanlar vahşi doğada ayakta kalmak ve ötekilere karşı savunmak için yeni yollar türetmiştir. Doğanın olumsuz taraflarından merak sayesinde sıyrılmıştır. İnsan yaşamını tehdit eden olayları sorgulayarak olumsuz etkilere çözümler bulmuştur. Peki yaşamsal ihtiyaçları temin edince, geriye ne kalmıştır? Kendini oluşturma imkanı diyebiliriz. Boş bir zaman ortaya çıkar ve özgün üretimlere olanak sağlar. Kimileri bunu, diğerlerini sömürme fırsatı olarak değerlendirmiştir. Kimi de sorgulamaya başlamıştır. Burada felsefe, sadece zor durumlarda değil, rahatlıkta da sorgulayan, merak eden, düşünen insanlarda ortaya çıkar.

Birçok felsefe anlayışı, sınırsız felsefe düşüncesi olduğu bir gerçektir. Dilin uzlaşı esasına ve hayatın kararsız yapısına bağlı olarak tanımlar değişir. Üstelik felsefe gibi her şeyi sorgulayan bir etkinliğin tanımı daha da kesinsizleşir. Yine de var olmak iletişimdir. Felsefenin kısa bir ifadesi neden olmasın? Felsefeye, kısaca “aşkın bir merak anlayışı” diyebiliriz. Aşkın olmak zorlama ya da içgüdüsel ihtiyaç gibi olaylardan azade şekilde davranmaktır. Sadece zora düştüğünde değil, iyi zamanlarda da düşünebilmektir. Başkalarının diktelerini aşmak ve onlardan bağımsız hareket edebilmektir.
İnsanlar felsefe yaparak hayatın yönlendirmelerini sorgulamış, onun kalıcı acılarını ve geçici heveslerini anlamaya çalışmıştır. Böylelikle kendi kararlarını verme, hayatı yaşanabilir kılma ve anlayabilme imkanı doğmuştur. Hayatı kabullenebilmek, olayların ardına bakabilmek ve yaşanabilir kılmak için felsefe yapılmıştır. Sorgulanmayanı sorgulamak, şüphe duymak, hayal etmek, evrensel olmak felsefenin temel nitelikleri olmuştur. Görünenin ardına bakmak, fark etmek, keşfetmek, hayatın anlamını ve niteliklerini düşünmeye çalışmak da temel etkinliklerindendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder